8.04.2009

Çağlayancerit Ve Muhsin Yazıcıoğlu


Bazı insanlar var ki birçok insana garip gelecek davranışlarda bulunur. Kendine bir gaye edinmiştir. Bu gaye insani duyguların uyarılması sonucu oluşur. Bir dava adamı olmak, bir gayeyi hayata hakim kılmak, yada bir inancı yaşatmak. Bu tür insanlara idealist insanlar denir. Bir ideolojisi vardır. Mesela zulme karşı gelir. İnsanlar arasındaki eşitsizliklere karşı mücadele eder. Hakkı savunur. Mazlumun yanında yer alır. Memleketini sever ve onu her şeyin üzerinde tutar. Kendini toplumun refahına adar. Buradan bir menfaat beklemez. Bir ücret talebi olmaz. Bu tür insanlar toplumun sevgi melekleridir. Toplum içinde hep güzellik, iyilik, sevgi yayarlar. Şeytanlık yapanlara melek aşısı yaparlar ve toplumları yönlendirirler. Payeleri sadece topluma mal olmak ve toplumun sevgisini kazanmak. İnsanlar bu tür insanları çoğu zaman fark etmez ve anlamazlar.Belki de ölünce fark ederler. Tıpki Muhsin Yazıcıoğlu gibi. O toplumda derinden derine öyle bir iz bırakmış ki öldüğünde tüm insanlar bunu fark etti. Geç mi fark ettiler. Olsun. Ama toplumda bir makes bulmuş ve toplum kendinden olanı bir aşk gibi bağrında yaşatmış. Bu aşkın yokluğunda da kendisine gelmiştir.Yokluk acısı hissetmiştir. Belki günahları vardı. Belki eleştirilecek.Belki tasvip etmediğimiz bir çok insan yönü var.Belki bizim partimizden değildi. Ama şu bir gerçek ki O ortak iyinin hakim olması için çalışmış bir sevgi neferiydi. Ne demişti ölümünden birkaç gün önce” :“Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz.” Bir insan daha nasıl anlatılır ki?

25 Mart 2009 da Çağlayancerit’e gelen Yazıcıoğlu burada bir miting düzenlemişti. Akabinde malum, Helikopteri düşerek 5 arkadaşı ile birlikte hayata veda etti. Benim Çağlayancerit’li olmam hesabıyla bu olayla ilgili olarak çok sayıda eşim ve dostum beni arayarak benden bilgi aldılar. Çağlayancerit Muhsin Yazıcıoğlu’nun bu olayı ile öyle öne çıktı ki anlatamam. Bu muhterem zat böylesine gariban kalmış adını duyuramamış öksüz halkımızın adını dünya aleme duyurdu. Ama biz O’nun yaşadığı talihsizliğe çok üzüldük. İsterdik ki Çağlayancerit daha güzel bir olayla tanınsın.

Bir arkadaş İslahiye ‘den aradı. Yirmi sen önce üniversitede birlikte okuduğum bir arkadaşım. “Sizin Çağlayancerit bu kadar çetin bir yer mi? Nasıl oldu? “diye. Bir arkadaşım başka bir ilden. Kimi yurtdşından aradı. Kimi Adana içinden. Emniyette işim oldu. Kimliğime bakınca Çağlayancerit’ li misiniz ? deyip Muhsin Yazıcıoğlu olayını soruyorlar. Buna benzer bir çok şey yaşıyorum. Belki sizlerde yaşamışsınızdır.Çağlayancerit adı Muhsin Yazıcıoğlu olayı ile anılır oldu. Muhsin Yazıcıoğlu deyince Çağlayancerit, Çağlayancerit deyince Muhsin Yazıcıoğlu hatırlanıyor. Kimileri de Çağlayancerit’lilere sitem ediyor. “Bir Muhsin Yazıcıoğlun’u koruyamadınız” falan kabilinden.Çağlayancerit’te ölümüyle, tanıtım açısından bu kadar ivme katan bir insanın partisine oy verilmeliydi diye.

Bu konuyla ilgili yaşadığım en ilginç olay ise 07.04.2009 günü oldu. Arabamın muayenesi için gittiğim muayene istasyonundaki görevli bayana taştın ruhsatını uzattım ve işlemlerimi yaparken “Çağlayancerit mi?” diye bir şaşkınlıkla “bu ismi duymak bile bizi kahrediyor”dedi. Çağlayancerit belleklerde böyle yer etmiştir.

Çağlayancerit’in tanınmasında önemli bir işlev gören Sn. Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili ilçemizde kalıcı olarak bir anıt, bir cadde ismi, bir okul ismi, bir yapı ismi, bir yer adı, bir ormanlık adı, bir tepe adı, gibi bir remizle O’nu ebediyen ilçemizde yaşatalım derim. Bunu yetkili kişilere öneriyorum. O’nun takipçilerinin böylece ilçemizi de sık sık ziyaret etmelerini de sağlamış oluruz. O’nun aziz hatırasını anıtlaştıralım. Saygı ve sevgilerimle..

Mehmet Bahçe

Mali Müşavir

Adana

Hiç yorum yok: